İçeriğe geç

Anayasa

Hangi haklara sahibim?

Alman Anayasası 23 Mayıs 2024'te 75 yaşına bastı. Bu yasa, özgür ve demokratik bir anayasal devlette bir arada yaşamamızın temelini oluşturuyor. Anayasa 1949 yılında ilan edildi. Nasyonal Sosyalist diktatörlüğün işlediği korkunç suçlar nedeniyle, Anayasanın kurucuları, Almanya’da bir daha böyle bir şeyin yaşanmamasını sağlamak amacıyla, insan onurunun korunmasının yasalarda en üst sırada yer alması gerektiğine karar verdiler. Anayasanın içeriği ve değerleri hakkında daha fazla bilgiyi Was wäre wenn” video serimizde de bulabilirsiniz. 

"Grundgesetz", Federal Almanya Cumhuriyeti'nin Anayasasıdır. Almanya'da toplumun şekillenmesini belirleyen en temel hakları içerir. Başka hiçbir yasa Anayasa ile çelişemez. Örneğin, İltica Yasası veya Ceza Yasası, Anayasa ile çelişen maddeler içeremez. Anayasa, Almanya'nın en önde gelen hukuk organıdır, dolayısıyla diğer yasaların üstündedir.

Anayasa 146 bölümden, yani "maddeden" oluşur. Anayasanın ilk 19 maddesi "temel hakları", yani devlet karşısında bireyi keyfi davranış, adaletsizlik ve şiddetten korumak için tasarlanmış en önemli insan haklarını içerir. "İnsan hakları" olarak da adlandırılan bu temel haklardan bazıları, ikamet durumundan bağımsız olarak Almanya'daki herkes için geçerlidir. Anayasa ayrıca, "Alman hakları" olarak adlandırılan ve sadece Alman vatandaşlığına sahip kişiler için geçerli olan bir dizi başka hakkı da içerir.

1949'da Batı Almanya'da oluşturulan Anayasa, 1990'da Almanya’nın yeniden birleşmesinden bu yana tüm Almanya'da uygulanmaktadır. Dahil edilen ilkelerin çoğu, 1933-1945 yılları arasındaki Ulusal Sosyalist diktatörlük sırasında yapılan insan haklarının ihlallerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Anayasa’da bulunan temel hakların amacı. Nazi zamanlarındaki zulmün bir daha tekrar etmemesini sağlamaktır.

Federal Anayasa Mahkemesi, Anayasa uyulup uyulmadığını takip etmekten ve Anayasaya uyulmasını sağlamaktan sorumludur. Hükümet, Anayasa’yı kolayca değiştiremez.

Temel haklar nelerdir?

"İnsanın onur ve haysiyeti dokunulmazdır.”

Madde 1, Anayasanın en önemli maddesidir. Diğer tüm temel haklar bu maddeye atıfta bulunur. Madde, her insanın insan olduğu için değerli olduğunu belirtir. Bir insanın değerine haysiyet denir. Tüm insanlar eşit derecede değerlidir ve her insanın (genç veya yaşlı, fakir veya zengin, Alman vatandaşı veya değil, vb.) onuru ve haysiyeti korunmalıdır. 

     “Herkes başkalarının haklarını ihlal etmemek, Anayasal düzene veya ahlak kurallarına aykırı düşmemek koşuluyla, kişiliğini serbestçe geliştirme hakkına sahiptir. Herkes, yaşam ve beden bütünlüğünün korunma hakkına sahiptir. Kişi özgürlüğüne dokunulamaz. Bu haklar, ancak bir yasaya dayanarak sınırlandırılabilir.”

    Bu maddeye göre, Almanya'daki herkes özgürlük hakkına sahiptir ve istediği gibi yaşayabilir. Kişi dövme yaptırabilir, istediği türde müzik dinleyebilir ve hayatını istediği gibi yaşayabilir.

    Ancak, hiç kimse hayatını başkalarının haklarını ihlal edecek veya yasaları ihlal edecek şekilde yaşayamaz. Örneğin, sigara içenler evde sigara içmekte serbesttirler, ancak tren istasyonunda bunu yapmaları yasaklanabilir, çünkü bu başkalarının temiz hava alma hakkını ihlal eder. 2. madde ayrıca kimsenin başka bir bireyi öldürme veya yaralama hakkı olmadığını da belirtir.

      "Bütün insanlar yasa önünde eşittirler."

      3. madde tüm insanların aynı haklara sahip olduğunu söyler. Hiç kimse cinsiyet, köken, dil, inanç, ten rengi, cinsel yönelim veya fiziksel bir engeli nedeniyle ayrımcılığa maruz bırakılmamalıdır. Devlet kimsenin ayrımcılığa maruz kalmamasını sağlamalıdır, örn. iş hayatında veya bir daire ararken. Örneğin, bir ev sahibi, LGBTİ+ olan birini cinsel yönelimi sebebiyle kiracı olarak reddedemez.

        "Din ve vicdan özgürlüğü ile din ve dünyevi inanç özgürlüğüne dokunulamaz.”

        Bu madde, Almanya'da tüm dinlerin uygulanmasına izin verildiğini ve herkesin istediği inanca sahip olmakta özgür olduğunu belirtir. Herkes dilediği gibi dua edebilir ve kimse inancı yüzünden bir diğerini rahatsız edemez. İnsanlar ayrıca bir dine inanmamakta da özgürdürler: Tıpkı dinler gibi, farklı dünya görüşlerine de izin verilir. Herkes istediğine inanabilir. 4. madde ayrıca devletin kimseyi bir savaşta yer almaya zorlayamayacağını söyler.

          “Herkesin, düşüncesini söz, yazı ve resimle serbestçe açıklayıp yayma ve herkese açık olan kaynaklardan, hiçbir engele uğramadan, bilgi edinme hakkı vardır. Basın özgürlüğü ile radyo ve film aracılığıyla haber verme özgürlüğü güvence altındadır. Sansür uygulanamaz. Bu haklar, genel yasaların hükümleri, gençliğin korunması hakkındaki yasa hükümleri ve kişisel şeref hakları ile sınırlıdır.”

          Madde 5 herkesin görüşlerini ifade etmekte özgür olduğunu ve medyanın kısıtlama olmaksızın çalışabilmesi gerektiğini beyan eder. Hiç kimse, başka bir kimsenin devlet hakkında bir görüş veya eleştiriye sahip olmasını yasaklayamaz. Basın her şey hakkında haber yapabilir. Kimse medyanın belirli bir konuda haber yapmasını yasaklayamaz, ancak tek bir istisna vardır. O da medyanın bu haberi yaparken başkalarının haklarını ihlal etmesidir. Bu durumda haber yasaklanabilir. Bu nedenle, örneğin, nefret veya yalan bilgi yaymak veya başkalarına hakaret etmek yasaktır. Nefret bir fikir değildir.

          İfade ve basın özgürlüğü demokrasi için hayati önem taşır. Konuşma ve haber yapma özgürlüğü olmadan, önemli konular görünmez kalır ve bu da yolsuzluk ve keyfi hareketlerin engellenmeden yayılmasına neden olur.

            “Evlilik ve aile, devlet düzeninin özel koruması altındadır.”

            Bu maddeye göre, evlilik ve aile, çiftin toplumsal cinsiyetine bakılmaksızın, özellikle korunmaktadır. Almanya'da mesela iki kadın ya da iki erkeğin evlenmesi mümkündür. Ve evli olanlar, örneğin daha az vergi ödeyerek belirli haklara sahip olabilirler. Aileler anne ve baba beraber de olsa ya da tek başına bir ebeveyn de olsa, veya iki anne veya iki baba da olsa münhasır haklara sahiptir. Ebeveynler birlikte yaşamak zorunda değildirler. Ailelere devletten çocuk parası gibi mali yardımlar alabilirler. Ayrıca madde 6, devletin çocukların yetiştirilmesine müdahale edemeyeceğini savunur, ancak ebeveynlerin çocuklarına iyi bakmaları gerekmektedir. Kötü muamele gören veya refahı tehlikede olan çocuklar devlet tarafından aileden alınabilir.

              “Bütün okul sistemi devletin denetimi altındadır. Çocukların din dersine katılıp katılmayacaklarına karar vermek, velilerin hakkıdır.”

              Madde 7'ye göre, devlet okulları denetler ve düzenler. Özel okullar da bu düzenlemelere uymalıdır. Alman federal sistemine göre, her eyaletteki hükümet, yerel düzeyde belirli okul yönetmelikleri belirler. Bu nedenle, her federal eyaletteki okul sistemi bazı konularda farklılık gösterebilir. Madde 7 ayrıca hiçbir çocuğun din derslerine katılmak zorunda olmadığını da belirtir. Ebeveynler, çocuklarının okuldaki dini kurslara katılıp katılmayacağına karar verebilirler. Aynı şey öğretmenler için de geçerlidir. Öğretmenler dini bir ders olarak öğretmek zorunda değildir.

                “Bütün Almanlar, önceden bildirimde bulunmadan ve izin almaksızın sükûnet içinde ve silahsız olarak toplanma hakkına sahiptir.  Açık havada yapılan toplantılar için, bu hak yasayla veya bir yasaya dayanarak sınırlandırılabilir.”

                Madde 8, tüm Alman vatandaşlarının toplanma haklarını korur. Ortak bir politik amacı olan bir grup insanın bir araya gelmesiyle bir topluluk oluşur. Bu, örneğin, birlikte dans eden veya sinemada oturan bir grup insanın bir topluluk olmadığı anlamına gelir.

                İnsanlar iç veya dış mekanlarda toplanabilir. Dışarıdaki toplantıların, yani "gösterilerin" veya "eylemlerin" kaydedilmesi gerekir. Örneğin şehirde huzursuzluk verici veya şiddete sebep olan olayların meydana gelmesinden korkuluyorsa, toplanmalara ara sıra izin verilmeyebilir. Ancak bu nadiren gerçekleşir. İlke olarak devlet bu toplanmaların gerçekleşebilmesini sağlamalıdır. Bu yüzden genellikle başka bir yer veya başka bir gün seçilir. Toplanmalarda silah taşımak yasaktır. Ancak insanlar özgürce konuşabilir, örneğin devleti eleştirebilirler.

                Madde 8 “medeni haktır”; bu yüzden sadece Alman vatandaşları için geçerlidir. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve BM İnsan Hakları Sözleşmesi onlara hak tanıdığı için, Alman olmayanlar da Almanya'da toplanabilir.

                  “Bütün Almanlar dernek kurma hakkına sahiptir. Amaç ve etkinlikleri ceza yasalarına aykırı olan, Anayasa düzenine veya halkların anlaşması düşüncesine karşı yönelen dernekler yasaktır.”

                  Bu madde, tüm Alman vatandaşlarının özel şirketler gibi dernek veya topluluklar kurabileceğini söyler. Böyle bir dernek kurmanın amacı iyi bir neden (arıları korumak veya evsizlere yardım etmek gibi) veya kâr amaçlı bir şirket açmak olabilir. Bireyler bir araya gelerek ortak hedefler için birlikte mücadele edebilirler. Ancak, yasayı ihlal eden bir dernek kurmak yasaktır. Bu nedenle sağcı aşırılık yanlıları ya da teröristlerden oluşan bir dernek kurmak yasaktır. Madde 9 ayrıca işçilere daha iyi çalışma koşulları sağlamak için mücadele eden sendikalar kurulabileceğini de söyler. Benzer şekilde, işverenler kendi derneklerini, yani işveren derneklerini de ("Arbeitgeberverbände") kurabilirler.

                  9. madde medeni bir hakla ilgilidir. Bu yüzden sadece Alman vatandaşları için geçerlidir. Bununla birlikte, Alman olmayanlar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM İnsan Hakları Sözleşmesi ve dernekler yasası bu hakları kabul ettikleri için Almanya'da dernek kurma hakkına sahiptirler.

                    “Mektup ile posta ve telefon haberleşmelerinin gizliliğine dokunulamaz. Bu haklar, ancak bir yasaya dayanarak sınırlandırılabilir.”

                    Bu madde gizli iletişimin temel bir hak olduğunu söyler. Kimse mektuplarımızı, e-postalarımızı veya mesajlarımızı okuyamaz veya telefon görüşmelerimizde kulak misafiri olamaz. Ebeveynlerimiz, ortaklarımız, öğretmenlerimiz veya polis bile bize gelen paketleri açamaz, örneğin postacılar size gelen bir mektup veya paketin nereden geldiğini açıklayamaz. Ancak bir istisna vardır: Birisi bir suç planlıyorsa, polis o kişinin mektuplarını ve mesajlarını okuyabilir ve konuşmalarını dinleyebilir. Ama bunu yaparken dahi polisin mahkemeden izin alması gerekir. Mahkeme bu tür tedbirlere ancak polisin şüphelenmek için yeterli nedenleri varsa izin verir.

                    2017 yılından bu yana BAMF'ın belirli koşullar altında sığınmacıların cep telefonu verilerini analiz etmesine izin verilmektedir. 

                    Ancak bunun için bazı ön koşullar bulunmaktadır:

                    • Analiz, bu kişinin kimliğini ve uyruğunu belirlemek için gerekliyse ve
                    • Amaca daha kolay başka yollarla ulaşılamıyorsa.

                    Ortada bu koşullar yoksa, uygulanan bu prosedür hukuka aykırıdır. Başka bir deyişle, buna izin verilmez. Bu konuda Berlin İdare Mahkemesi'nin 01.06.2021 tarihli bir kararı da bulunmaktadır.

                      “Bütün Almanlar, Federasyonun topraklarının tamamında dolaşım özgürlüğüne sahiptir.”

                      Madde 11, tüm Alman vatandaşlarının özgürce seyahat edebileceğini ve Almanya'da istedikleri yerde yaşayabileceğini söyler. Ancak bir istisna vardır: örneğin bir yer güvensizse, devlet insanların oraya gitmesini yasaklayabilir. Devlet ayrıca bulaşıcı hastalığı olan kişilerin bir süre karantinada kalmasını da isteyebilir.

                      Madde 11 medeni bir haktır, bu yüzden sadece Alman vatandaşları için geçerlidir. Diğer AB ülkelerinin vatandaşları da, AB hukuku kapsamında dolaşım özgürlüğüne sahip oldukları için bu özgürlüğe hak kazanırlar.

                        “Bütün Almanlar mesleklerini, iş ve eğitim yerlerini serbestçe seçmek hakkına sahiptir. Mesleğin icrası, yasayla veya bir yasaya dayanarak düzenlenebilir.”

                        12. maddeye göre, tüm Alman vatandaşları mesleklerini, mesleki eğitimlerini ve işyerlerini seçmekte özgürdürler. Hiç kimse bir kişiyi belirli bir işi öğrenmeye, belirli bir üniversitede çalışmaya veya belirli bir işe girmeye zorlayamaz. Ancak, istediğiniz mesleki eğitimi veya iş pozisyonunu almayı başaracağınızın garantisi yoktur.

                        12. madde medeni bir hakla ilgilidir, bu yüzden sadece Alman vatandaşları için geçerlidir. Diğer AB ülkelerinin vatandaşları da AB yasalarında belirtildiği için bu özgürlüğe sahiptirler.

                          "18 yaşını bitirmiş olan erkekler silahlı kuvvetlerde, federal sınır muhafızlığında veya sivil savunma birliklerinde hizmet altına alınabilirler.”

                          Madde 12'nin bir uzantısı var: Madde 12a, devletin erkekleri Bundeswehr'e (Alman ordusu) katılmaya zorlayabileceğini söylüyor. 2011 yılına kadar, 18 yaş ve üstünde olan ve sağlığı yerinde olan tüm erkekler dokuz ay boyunca Alman ordusuna hizmet etmek zorundaydılar. Bu süre zarfında silah kullanmak ve Alman ordusunun iç işleyişi öğretiliyordu. Bu fikre itiraz edenler 12 ay boyunca başka bir hizmette yer almayı, örneğin bir hastanede çalışmayı, seçebiliyorlardı. 2011'den bu yana genç erkeklerin orduya katılma zorunluluğu kaldırıldı. Günümüzde erkekler ve kadınlar Alman ordusuna gönüllü olarak katılabilirler.

                            “Konuta dokunulamaz. Aramalar, ancak yargıç kararı, gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda yasaların öngördüğü diğer organların kararı üzerine ve yalnız yasalarda yazılı şekilde yapılabilir.”

                            Bu maddeye göre, evler (özel alanlar) korunur. Kimse hane sakinlerinin izni olmadan içeriye giremez, içeride konuşulanları dinleyemez veya içeriyi gözetleyemez. İster daire ister ev ister çadır ister bir otel odası olsun fark etmez, aynı durum tüm özel alanlar için geçerlidir. Ancak bir istisna vardır: Acil bir durumda, itfaiyeciler veya doktorlar, sakinlerin tercihine karşı içeriye girebilirler. Ayrıca, eğer bir kişi evde bir suç işlerse (veya bunu yapmayı planlıyorsa), polis içeri girebilir. Ancak ilke olarak polisin mahkemeden arama iznine ihtiyacı vardır. Polis daireye ancak durum kaçınılmaz olduğu takdirde mahkeme izni olmadan girebilir. Örneğin, birisi polisi, komşu daireden yardım isteyen yüksek sesle çığlıklar duyduğunu söylemek için aradığında, polis bu daireye girebilir.

                            Geri Dönüşü İyileştirme Yasası (Rückführungsverbesserungsgesetz) olarak adlandırılan 2024 tarihli yasa, polisin sınır dışı edilecek bir kişiyi araması durumunda ortak kullanılan yaşam alanlarına girmesine izin veriyor. Bu sayede sınır dışı edilecek kişilerin kimliklerinin ve yerlerinin tespit edilmesinin kolaylaştırılması amaçlanıyor. Polis ayrıca, sadece sınır dışı edilecek kişinin değil, ortak konutlarda kalan diğer kişilerin odalarına da girme yetkisine sahip. “Pro Asyl” ve “Temel Haklar ve Demokrasi Komitesi” (Komitee für Grundrechte und Demokratie) gibi çeşitli insan hakları örgütleri, yeni yasanın insanların temel haklarını ve Alman Anayasasını ihlal ettiği eleştirisinde bulunuyor.

                              “Mülkiyet ve miras hakları güvence altındadır. Bu hakların kapsam ve sınırları yasalarla belirlenir. Mülkiyet yükümlülük doğurur. Mülkiyet hakkının kullanımı aynı zamanda toplumun yararına hizmet etmelidir.”

                              14. madde özel mülkiyet hakkını korur. Bu da hiç kimsenin kendisine ait olmayan bir şeyi almasına izin vermez. Devlet, sadece istisnai durumlarda birini mülkünden çıkarabilir. Örneğin, önemli bir yol inşa edilmesi gerektiğinde, ancak birinin arazisi bu inşaatı engellediğinde, devlet mülkiyeti talep edebilir, ancak bunun için telafide bulunması gerekir.

                              14. madde ayrıca mülkün herkese fayda sağlayacak şekilde kullanılması gerektiğini savunur. Örneğin, çok fazla dairesi olan bir kişi onları kiraya vermelidir. Kiraya vermeyip boş tutmaya karar verirse, devlet müdahale edebilir.   

                                “Toprak ve arazi, doğal kaynaklar ve üretim araçları, toplumsallaştırma amacıyla, tazminatın biçim ve ölçüsünü belirleyen bir yasayla, kolektif mülkiyet veya kamu ekonomisinin diğer şekillerine dönüştürülebilir.”

                                Bu maddeye göre kişinin sahip olduğu mülk, yalnızca çayır, orman, kömür madeni, fabrika vb. gibi Almanya’da herkesin faydasına olacak bir alan olarak kullanacaksa devlet birisinin mülkünü elinden alabilir.

                                15. madde henüz uygulanmamıştır. Anayasa oluşturulduğunda, ekonomi politikalarına ilişkin farklı görüşler tartışmalıydı. Yani, daha büyük şirketlerin tek bir kişiye mi ait olması yoksa bu tür işletmelerin sahipleri mi olması gerektiği, ağır bir tartışma konusu olmuştu.

                                  “Alman vatandaşlığı geri alınamaz. Vatandaşlık, ilgili kişinin arzusuna aykırı olarak vatansız kalmaması şartıyla, anca bir yasaya dayanarak kaybettirilebilir. Hiçbir Alman yabancı bir devlete iade edilemez. Bu kuraldan farklı hukuk devleti ilkelerini gözetmek koşuluyla, Avrupa Birliğinin bir üye devletine veya uluslararası bir mahkemeye iadeler yasa ile düzenlenebilir.”

                                  Madde 16, hiç kimsenin Alman vatandaşlığından mahrum edilemeyeceğini savunmaktadır. Sadece bir istisna vardır: Karşılık gelen bir yasa buna izin verdiğinde ve kişinin başka bir uyruğu olduğunda. Amaç kimsenin vatansız olmamasını sağlamaktır. Örneğin; IŞİD için savaşan bir Alman vatandaşının Alman vatandaşlığını kaybedebileceğini söyleyen bir yasa vardır ancak bu sadece bu kişinin başka bir (ikinci) vatandaşlığa sahip olması durumunda geçerlidir.

                                  Maddede ayrıca Alman vatandaşlarının başka bir ülkeye iade edilemeyeceği belirtilir. Başka bir devlet Alman vatandaşını yargılanmak istediğinde kişi Almanya'da kalma hakkına sahiptir. Ancak burada bir istisna söz konusudur: eğer söz konusu mahkeme uluslararası bir mahkeme ise veya Avrupa Birliği içinde ise, kişi teslim edilebilir. Kritik ön koşul da oradaki yasal sürecin adil olmasıdır.

                                  Bu koruma sadece Alman vatandaşları için geçerlidir.

                                    “Siyasi nedenlerle kovuşturulanlar, sığınma hakkına sahiptir.”

                                    Madde 16'nın bir eki vardır: Siyasi nedenlerle zulüm gören kişilere Almanya'da koruma sağlanmasını gerektiğini belirtir. Bir kişi kendi ülkesinde devlet tarafından zulüm veya işkence görürse, iltica hakkına ("Asylrecht") sahip olabilir, yani Almanya'da yaşamaya başlayabilir. Sığınma hakkı yalnızca güvenli olmayan bir ülkeden Almanya'ya gelen insanlar için geçerlidir. Birisi Almanya'ya başka bir "güvenli ülke" aracılığıyla girerse, Almanya sığınma hakkı vermez. Ama sonra, birey ör. mülteci olarak tanınabilir. Mülteci koruması ("Flüchtlingsschutz") Anayasa’da düzenlenmemiştir.

                                    İltica hakkı Anayasa’ya dahildir, çünkü Nazi diktatörlüğü sırasında Almanya'dan birçok kişi başka ülkelerde iltica hakkı almıştır.

                                      “Herkes, tek başına veya başkalarıyla birlikte toplu olarak, yetkili makamlara veya yasama meclislerine, yazılı olarak dilek ve şikâyette bulunma hakkına sahiptir.”

                                      17. maddeye göre, Almanya'daki herkes isteklerini veya şikâyetlerini doğrudan hükümete veya yetkililere götürebilir. Devlet tüm talepleri ve şikâyetleri incelemeli ve bunlara karşı bir şey yapmalıdır. Kişi bir şikâyeti olduğu takdirde, hükümete, yani sorumlu makama (örneğin Vergi Dairesi) bir mektup veya e-posta yazabilir. Tek şart, kişinin adının ve adresinin yazışmada belirtilmiş olmasıdır.

                                        “Düşünceleri açıklama özgürlüğünü, özellikle basın özgürlüğünü, eğitim özgürlüğünü, toplanma özgürlüğünü, birleşme özgürlüğünü, mektup, posta ve telefon haberleşmelerinin gizliliğini, mülkiyet hakkını veya sığınma hakkını, özgür demokratik temel düzene karşı mücadele amacıyla kötüye kullanan kimsenin, işbu temel hakları kaybettirilir. Hakkın kaybettirilmesine ve bunun kapsamına Federal Anayasa Mahkemesi karar verir.”

                                        Bu madde kimsenin temel hakları ihlal edemeyeceğini ileri sürmektedir. Bir kişi başkalarının temel haklarını ihlal ederse, temel haklarını kaybeder. Bu şekilde devlet, bir kişinin veya grubun başkalarının temel haklarına saldırmasını engelleyebilir. Ayrıca, yalnızca Federal Anayasa Mahkemesi, birisinin temel haklarının kaldırılmasına izin verilip verilmeyeceğine karar verebilir.

                                        Devlet şimdiye kadar dört kez birinin temel haklarını reddetmeye çalıştı ve mahkeme her davayı reddetti.

                                          “Bu Anayasaya göre, bir temel hakkın bir yasayla veya bir yasaya dayanarak sınırlandırılması halinde, bu yasanın olaya sınırlı olmayıp genel nitelikte olması şarttır. Bir temel hakkın özüne hiçbir sebeple dokunulamaz.”

                                          Madde 19, devletin temel hakları değiştirmemesi gerektiğini savunmaktadır. Devlet sadece küçük değişiklikler yapabilir. Ancak, bu değişiklikler tüm insanlar için geçerli olmalıdır. Sadece belirli bir grup veya bazı bireyler için istisna yapmak yasaktır. Bir kişi, haklarının devlet tarafından ihlal ettiğine inanırsa, devlete dava açabilir.

                                            Önemli

                                            Temel haklar, Almanya'daki insanların sahip olduğu en önemli haklardır. Kendinizi korumak için haklarınızı bilmek çok önemlidir.

                                            Benzer konular

                                            "" için slider'ı atla
                                            1/0
                                            Slider'ın sonu

                                            Topluluk Üyeleri

                                            Sorularınıza hızlı bir şekilde yanıt bulun. Forum üyelerinin deneyimlerinden yararlanın ve fikir alışverişinde bulunun.

                                            Foruma devam et
                                            Bir NdM projesi:
                                            • medienmacher
                                            • "Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir." Logosu
                                            • "Federal İçişleri Bakanlığı tarafından finanse edilmektedir." Logosu
                                            • "Federal Hükümet Göç, Mülteciler ve Entegrasyondan Sorumlu Komisyon Üyesi ve Federal Hükümet Irkçılıkla Mücadeleden Sorumlu Komisyon Üyesi tarafından finanse edilmektedir." Logosu
                                            Finanse eden:
                                            • "IRC (International Rescue Committee) tarafından finanse edilmektedir." Logosu