Siyasi Partiler

CDU’nun açılımı Hristiyan Demokrat Birliği’dir (“Christlich Demokratische Union Deutschlands”). CSU ise Hristiyan Sosyal Birliği (“Christlich-Soziale Union”) anlamına gelir. CDU ve CSU, Alman meclisinde, CSU’nun sadece Bavyera eyaletinde, CDU’nun geriye kalan diğer 15 eyalette faaliyet gösterdiği, tek bir grup olarak beraber çalışırlar.

CDU siyah rengiyle bilinir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra çeşitli muhafazakâr Alman gruplar ve derneklerin bir araya gelerek, birleşik bir siyasi bir parti kurmak istemesi üzerine kurulmuştur. Halkın partisi (“Volkspartei”) olarak sınıflandırılan CDU, tüm sosyal sınıflar ve gruplar arasındaki seçmenleri etkilemektedir. Şansölye Angela Merkel'in başında olduğu CDU’nun, yaklaşık 431.900 üyesi (2016 itibarıyla) vardır.

CSU, (2016 yılı itibarıyla yaklaşık 142.400 üyesi olan) nazaran daha küçük bir partidir. Rengi açık mavidir. Birçok kişi bu iki partiyi tek bir siyasi organ olarak görse de, CDU ve CSU, tüm konularda aynı fikirde değillerdir, özellikle de göç konusunda CSU'nun çok katı görüşleri vardır.

SPD, Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin (Sozialdemokratische Partei Deutschlands) kısaltmasıdır. Geleneksel olarak işçi sınıfı partisi olarak bilinen SPD, yavaş yavaş ilk solcu emekçiler birliğinden, muhafazakar partilerle koalisyon kurma lehine anti-kapitalist görüşlerini bırakmaya hazır bir parti haline gelmiştir. Partinin, şu anda yaklaşık 432.700 üyesi vardır (2016 itibarıyla).

SPD, Almanya'nın en eski siyasi partisidir. CDU gibi halkın partisi ("Volkspartei") olarak sınıflandırılmıştır, bu da birçok üye ve destekçisi olduğu anlamına gelir. Sosyal adalet ve sosyal altyapının iyileştirilmesi, SPD'nin ana ilkeleri arasında yer almaktadır. SPD'nin rengi kırmızı olarak bilinir.

Bir zamanlar aktivistler ve hippiler partisi olarak bilinen Yeşiller ("Bündnis 90 / Die Grüne") şimdi orta sınıfın bir partisidir ve üyelerinin sadece %10'u 35 yaşın altındadır. Parti, 80'li yıllarda, çevre ve sosyal hakları koruma amaçlı savaş sonrası hareketlerden ortaya çıkmıştır. Bu fikirlerin birçoğu sonunda siyaset alanında ana akım haline gelmiş ve Yeşiller pragmatizm ve siyasi kazanç lehine bazı ideallerini bırakmıştır.

Yeşil Parti, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunur ve partiye bir kadın ve bir erkek politikacı birlikte başkanlık etmektedir. Rengi yeşildir ve yaklaşık 61.600 üyesi (2016 yılı itibariyle) vardır.

FDP, sarı renkle temsil edilir ve Hür Demokratik Parti'nin (Freedom Demokratische Partei) kısaltmasıdır. 1948'de kurulan FDP, liberal gündemleri, serbest piyasa ekonomisinin teşvik edilmesini ve özelleştirmeyi savunmasıyla biliniyor. İş yanlısı bir parti olarak, ana temeli işadamları ve diğer zengin gruplardan oluşur, ve işçi sınıfı mensubu üyesi azdır. FDP'nin yaklaşık 53.900 üyesi (2016 itibarıyla) vardır.

2013'teki son federal seçimde, FDP, tarihteki ilk büyük başarısızlığıyla karşı karşıya gelmiş ve yüzde 5 eşiğini geçemeyip meclise giremeyerek büyük bir darbe almış ancak 2017'de tekrar meclise seçilmiştir.

Sol Parti’nin ("Die Linke") kökleri, 1990'da Batı ile yeniden birleşmesinden önce Alman Demokratik Cumhuriyeti (GDR)'yi yöneten dağılmış Sosyalist Birlik Partisi'ne (SED) uzanmaktadır. Yaklaşık 58.900 üyesi vardır (2016 yılı itibarıyla) ve resmi rengi kırmızıdır, ancak kendilerini SPD'den ayırt etmek için genelde eflatun rengini kullanılırlar.

Sol Parti gücünü hâlen Doğu Almanya'da yaşayan insanlardan alınan oylardan almaktadır. Anketlerin gösterdiği üzere Batı eyaletlerde onlara oy verenler, genelde geleneksel partilere olan hüsranlarını ifade etmek isteyen genç insanlardan oluşur. Sol Parti, yerel, eyalet ve federal politikadaki varlığına rağmen federal koalisyon hükümetinin asla bir parçası olmamıştır.

AfD, Almanya için Alternatif ("Alternative für Deutschland") anlamına gelir. Başlangıçta, Almanya'nın Avrupa Birliği'nde başarısız ekonomilere verdiği desteğe karşı AB fikrine şüpheyle bakan bir parti olarak kurulmuştur. En sonunda bugünkü anti-göçmen, İslam karşıtı, popülist partiye dönüşmüştür. AfD'nin rengi açık mavi olarak bilinir. Yaklaşık 26.400 üyesi vardır (2016 itibarıyla).

2015 yılında, AfD, Angela Merkel'in mülteci siyasetinden endişe duyan seçmenler arasında hızla popülerlik kazandı. Nefret söyleminin bir sonucu olarak, bir dizi AfD yetkilisine karşı ceza davası açıldı. Birçok AfD destekçisi, anayasal olmayan gündemleri destekleyen sağ kanat aşırılık yanlısı grupların üyelerinden oluşmaktadır. Şu anda Anayasayı Koruma Federal Dairesi("Bundesverfassungsschutz") tarafından gözlem altında tutulmaktadırlar. Parti, halihazırda mali ihlallerle ilgili iç anlaşmazlıklar ve iddialarla da uğraşıyor.

24 Eylül 2017'deki Federal Meclis seçimlerinde, AfD seçmen oylarının yüzde 12,6'sına ulaşmış ve böylece ilk defa Bundestag'a girmeyi başarmıştır. AfD'nin resmi rengi açık mavi olsa da, bazıları kahverengi olması gerektiğini düşünüyor. 1925'ten bu yana, kahverengi sağ kanat hareketinin rengi olarak kabul edilmektedir. Kahverengi, Nazilerin resmi rengi ve sembolü olmuştur.